Araştırma Sonuçları: Aspartam Tüketimi ve Kalp Sağlığı İlişkisi

Bilim insanları tarafından fareler üzerinde yapılan bir araştırmada, 12 hafta boyunca aspartam verilmesinin insülin seviyeleri üzerindeki etkileri incelendi. Bu doz, insanların günlük olarak üç kutu diyet soda tüketmelerine eşdeğerdi. Yapılan deneylerde, insülin seviyeleri yükseldikçe CX3CL1 adlı sinyal molekülünün daha aktif hale geldiği gözlemlendi.

Araştırmada dikkat çeken bir nokta ise, CX3CL1 molekülünün kan akışıyla yıkanmadığı ve arter duvarlarına yapışarak bağışıklık hücrelerini yakaladığı tespit edildi. İsveç Karolinska Enstitüsü’nden damar biyoloğu Yihai Cao, bu molekülün arter duvarlarında plak birikimini artırarak kalp sağlığını olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

Yapılan çalışmalar, aspartamın şekerden yaklaşık 200 kat daha tatlı olması nedeniyle ağız ve bağırsak reseptörlerini aşırı uyararak insülin üretimini artırdığını ortaya koydu. Bu durumun damar sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yarattığı ve damar sertliği riskini artırdığı gözlendi. Ancak, bu reaksiyonların insan vücudunda da aynı şekilde işleyip işlemediğinin netleşmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Araştırmacılar, yapay tatlandırıcıların gıdalara etkisinin daha detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Daha önceki çalışmalar, yapay tatlandırıcıların kanser riski, anksiyete artışı ve öğrenme sorunlarıyla ilişkilendirilebileceğini ortaya koymuştu.

Bununla birlikte, Avustralya’daki RMIT Üniversitesi’nden kimyager Oliver Jones, aspartam tüketiminin doğrudan kalp hastalığı riskiyle ilişkilendirilmemesi gerektiğini vurguladı. Aspartamın kalp hastalığı riskini artırdığını kanıtlayan net bir bulgu bulunmamakla birlikte, düzensiz beslenme, yüksek yağ içeren diyetler ve hareketsizlik gibi faktörlerin çok daha büyük riskleri beraberinde getirdiği unutulmamalıdır.