DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’da yer alan rezerv yapı alanı tanımını eleştirdi

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’da yer alan rezerv yapı alanı tanımını eleştirdi. Avşar, “Riskli alanla sınırlanmadığını, tüm kentin bu kapsama sokulabileceğini yani istismar edilebileceğini gördük bu maddenin. Yani şehir merkezinde yüksek rantlı alanlar rezerv alan ilan edilebileceği gibi afet riski taşımadığı halde ev ve işyerlerine el konulabilmesi ve mülkiyet haklarının ihlal edilebilmesi söz konusu olabilecektir. Bunun adı fırsatçılıktır. Bu kadar geniş yetkiye ihtiyacınız yoksa gelin bu maddeyi afete karşı dirençli olmayan yapı stoğu ve kamu arazileriyle sınırlandıralım” dedi.

DEVA Partisi Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, bu akşam TBMM’de basın toplantısı düzenledi. 8 Kasım’da kabul edilen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un 2. maddesinde yer alan rezerv yapı alanı ilan etme yetkisini gündeme getiren Avşar, şöyle konuştu:

“KANUN TEKLİFLERİ BİR ZÜMREYİ, AZINLIĞI MUTLU ETMEK ÜZERE YAPILMAKTADIR NE YAZIK Kİ”

“Anayasalar, kanunlar, yönetmelikler, genelgeler halkın yaşam koşullarını düzenlemek, kolaylaştırmak, gelişimi önündeki problemleri ortadan kaldırmak üzerine yapılır, böyle de uygulamaya konulur. Son zamanlarda yapılan bütün değişiklikler birçok konuyu içeren, çorba olmuş torba yasalar, kanun teklifleri bir grubu, zümreyi, azınlığı mutlu etmek ve aynı kesimin iktidarını hakim kılmak üzerine yapılmaktadır ne yazık ki.

“YAPI KAYIT MAĞDURLARI DİYE YENİ BİR KİTLE OLUŞTU”

Bu yaklaşımla iktidarın hazırlayıp önümüze sunduğu kanunlar, düzenlemeler sorunları çözüme götürmüyor. Kendi sorunları çözülüyor ama milletin yepyeni sorunlarla karşılaşmasına neden oluyor ve işi çıkmaza sokuyor. Aynı imar barışı meselesinde olduğu gibi. Toplum bunu yaşadı, deprem döneminde de bu konunun depreme dayanıklı yapıları kapsamamasından dolayı ciddi can kayıpları yaşandı ve de yapı kayıt mağdurları diye yeni bir kitle oluştu. Meclis’te çoğunluğu elinde tutan iktidar muhalefet şerhlerini dikkate almıyor. Bu yasada da biz aynı durumu yaşadık. Bu itirazları hem Genel Kurul’da dile getirdik hem ilgili komisyonda dile getirdik ama bu yasa jet hızıyla geçti.

“RİSKLİ ALANLA SINIRLANMADIĞINI, TÜM KENTİN BU KAPSAMA SOKULABİLECEĞİNİ GÖRDÜK”

6 Şubat Kahramanmaraş depremleriyle birlikte afet riski altındaki alanların tespiti ve dönüştürülmesi çok daha önemli ve öncelikli hale geldiği, bunun için mevcut kanunun yetersiz kaldığı, idarenin hareket alanının dar olduğu, uygulama tarafının ağır ilerlediği, kaynak sorunlarının ortaya çıktığı gibi kaygılar dikkate alınarak bu 21 maddelik değişiklik hazırlandı ve kamuoyuna geldi. Baktık ki kanunun ruhunda Anayasa’ya uygun olmayan bir düzenleme var. ‘Riskli alanların dönüşümü’ deniyor buna. Fakat riskli alanla sınırlanmadığını, tüm kentin bu kapsama sokulabileceğini yani istismar edilebileceğini gördük bu maddenin. Yani şehir merkezinde yüksek rantlı alanlar rezerv alan ilan edilebileceği gibi afet riski taşımadığı halde ev ve işyerlerine el konulabilmesi ve mülkiyet haklarının ihlal edilebilmesi söz konusu olabilecektir. Bunun adı fırsatçılıktır.

“GELİN SINIRLANDIRALIM”

Biz bu kanun maddesine şöyle bir teklif veriyoruz: Bu kadar geniş yetkiye ihtiyacınız yoksa gelin bu maddeyi afete karşı dirençli olmayan yapı stoğu ve kamu arazileriyle sınırlandıralım. Vatandaş rahat bir nefes alsın, ‘Benim evime el koyulur mu? Bizim apartmanın yeri değerli, ranta kurban gider miyim?’ diye düşünmesin. Bu teklifimiz iktidar için bir samimiyet testidir. Şayet bu konuda samimilerse, amaç tamamen riskli alanların dönüşümüyse buyursunlar teklifimizi desteklesinler.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir